Salihlerin Bahçesi/ Hadis-i Şerif: 1

Bir önceki yazıda bahsettiğim üzere buraya Riyazu's Salihîn hadis kitabından seçmeler yaparak yazılar yazmak niyetindeyim. Bununla ilgili motivasyon kaynağımı açıkladığım bir önceki yazıya buraya tıklayarak hemen ulaşabilirsiniz.

Kısaca eserden bahsetmek gerekirse; 
Yazarı 13.yy'da yaşamış fıkıh ve hadis alimi İmam Nevevî, Allah O'ndan razı olsun. 
Özetle İslam'ın bulanıklaşmaya başladığını gördüğü için yazmış bu sahih hadis derlemesini.

Ve Riyazu's Salihîn; "Salihlerin Bahçesi" demek. 

Ne kadar romantik bir isim değil mi?
Salih ve saliha müminlerden oluşan bir grubun, neşe içinde dolaşıp muhabbet ettiği yemyeşil bir bahçe düşünün. Her yerde sarı, pembe şakayıklar... Tozdan, kirden, hasetten, kibirden, kötülükten eser yok. Burada sanki her şey hoş görülüyor. Sulh içinde. Öyle ferah ve kapsayıcı bir bahçe. Ne kadar yumuşak.

Ve "Salihlerin Bahçesi" ismi ne kadar da disiplinli bir isim değil mi?
Yani orası "Salihlerin" bahçesi. Allah'ın hududuna ve rızasına uyanların. Rızaya uymayan her şeyin dışarıda bırakıldığı bir yer. Öyle kesin ve net sınırları olan bir bahçe. Ne kadar sert. 

İşte böyle bir kitaptan ve böyle bir İslam'dan bahsediyoruz.
Kitabın mukaddimesinde İmam Nevevî (k.s) şöyle demiş: 

[...]
Şair ne güzel söyler: 

Allah'ın son derece akıllı ve zeki kulları vardır
Onlar dünyayı terk ettiler ve fitnelerden korktular
Dünyaya bakıp şu gerçeği anladılar
Burası diriler için kalıcı bir vatan değildir
Neticede bu dünyayı bir deniz sayıp 
Salih amelleri kendilerine gemiler edindiler

Dünyanın hali, bizim halimiz ve yaratılış gayemiz böyle olunca, sorumluluk taşıyan herkesin, seçkin ve hayırlı kimselerin izinden gitmesi, olgun akıl ve keskin görüş sahiplerinin yoluna girmesi icap eder. [...] Bunu elde etmek için her mükellefin girmesi gereken en doğru yol, önce ve sonra gelenlerin efendisi, önden giden ve onları takip edenlerin en seçkini olan Peygamber'in (s.a.v) sahih hadisleriyle edeplenmektir. [...]

Allah O'na uyanlardan ve yolundan gidenlerden eylesin hepimizi. 

Yol İçin İlk Kural: Niyet

Bahsedeceğimiz ilk hadis 
1. Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb (r.a), Resûlullah (s.a.v)'i şöyle buyururken dinledim, dedi:


“Yapılan her türlü işler kişilerin niyetlere göre değer bulur. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.”

Büyük alimler bu hadisle İslam'ın üçte birini anlamanın mümkün olduğunu söylemiş, İmam Şafii ise bu hadiste 70 ayrı konunun bulunduğunu, bu yüzden onun din ilminin yarısı olduğunu belirtmiştir. 

Ne kadar ince bir mevzu niyet. 
Eskiler boşuna "Niyyât ile âdat olan ibâdat olur" dememişler.
Yani samimi bir niyet ile adetten, sıradan bir iş ibadete dönüşebilir.
Yerden bir taşı alıp kenara koymak Allah rızası niyeti ile yapılırsa başka mesela, gösteriş için yapılırsa başka.

Niyet bir nevi sihirli değnek, bir nevi iksir, bir nevi felsefe taşı. 
Basit bir taşı altına dönüştüren bir simya. 

Çok zor niyeti sağlam almak ve yol boyu sağlam tutmak. 
Hicret gibi muazzam bir ibadet içinde bulunup, kalbinde başka şeyler saklamak mümkün. 
Ve de kınamaya hiç açık değil, çünkü hepimiz insanız ve insan çok girift bir varlık. 
Damarlarının içi kan ve karanlık. 
O karanlıkta ne ifritler saklanabilir, nefis o karanlıkta ne gölgeler gizleyebilir. 
İbadetlerdeki salih niyetin üzerine düşecek gölgeler... 
Bu karanlıktan yalnızca Allah'a sığınılabilir. 

Allah'ım sen niyetlerimizi süz, iç içe süzgeçlerden. En ince eleklerden. 
İçinde bir zerre bile senin rızandan başka şey kalmayana kadar. 

Ve işlerin başında iyi bir niyet alabilmek, iyi niyetlerin ne olduğunu bilmekle mümkün.
Bunun için de niyeti sağlam, salih ve saliha kullarla düşüp kalkmak gerekir. 

Salih amelleri gemi yapıp, bu dünya denizinde öyle yol almak gerekir.
Ve de yaptığın salih amelleri unutmak. Üzerinde pek düşünmemek. 
Bir geminin içindeyken sürekli gemiyi düşünmek rotayı şaşırtabilir.
Niyetine riya karışmasından korkmak gerek.
Bir de başkasının niyetini okumaya çalışmamak gerek. Kulun amelinin arkasındaki niyetin ne olduğunu yalnızca o kulun sahibi bilebilir. Bazı kullar melamet hırkası da giymiş olabilir. 
Allah'ın ve Rasulunun gayrısının dediklerini dert etmemek gerek. 
Sürekli bunları hatırlatanları dinlemek ve okumak.

Riyazu's Salihîn gibilerini.
İyi okumalar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Almanya gezisi, Stuttgart ve Ludwisburg, 1.5.18

Waldorf Yöntemiyle Çocuğumu Büyütüyorum Kitabı Hakkında

Ayarlarla Oynamak, Oyuncak Müzesi-2