Kayıtlar

Temmuz, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gezi Yazısı ve Satranç

Resim
Gezi yazısı ve satranç neden bir başlıkta buluştu? Üstelik o satranç, Stefan Zweig'ın  Satranç  adlı kitabı. Buna geleceğiz.    Kaynak Buraya zaman zaman gezdiğim, gördüğüm yerlerle ilgili yazılar yazıyorum. Nerelere gittik, neleri gördük unutmayayım diye. Ama gezerken de yazarken de aklımda hep şu var "Bu gezmeler gezme değil, bu yazmalar yazma değil" Eğil salkım söğüt, eğil! Bu yazdıklarım gezi yazısı değil, ben de gezgin değilim. Tam bunları düşünürken Laciverd Dergi'de yayınlanmış bir yazıya rastladım. ( Burada ) İmkan ve cesaret alanı geniş biz yeni neslin, her tatilde dünyaya açılıp, sonra da bunu kolayca paylaşıp nasıl birer "gezgin"e dönüştüğümüzü irdeleyen bir yazı. Gerçekten biz z kuşağının imkanları bir önceki nesle göre daha fazla. Bir yere gitmek istediğimizde daha az düşünüyoruz, orayla ilgili binlerce bilgi içeren yüzlerce internet sayfası önümüzde, "keşfettiklerimiz"i paylaşmak için gerekli araçlar da cebimizde. Hemen ko

İsviçre-Zürih, 03.05.18

Resim
Kaç gündür, tarihe bakarsak yaklaşık iki aydır, bu yazıyı yazmak var aklımda, yapılacak işler arasında sıraya girmiş bekleyip duruyordu. Ama başka hayatî işler sürekli sırasını kapıyordu Zürih'in. İşte şimdi sıra size de geldi Zürih hanım, arz-ı endam edebilirsiniz .    Zannedilebileceği gibi AB üyesi olmayan İsviçre Konfederasyonunun 26 kantonundan biri olan ve zannedilebileceği gibi İsviçre'nin başkenti olmayan Zürih var önümüzde. Bu cümleyi ögelerine ayırırsak, evet İsviçre bir konfederasyon yani basitçe bir anlatımla küçük özerk devletlerden oluşuyor. (Yavrum, tamamı zaten 8-9 milyonluk bir nüfus, özerk devletçikleri de mi varmış?!) Evet, 26 kantonu var(kanton deyince aklına Huysuz Virjin gelenler? Beynimiz bazen bir çöplük!) ve kanton da kabaca kendine özel meclisi, hükumeti ve yasal düzenlemeleri olan otonom yapı demek ve evet Zürih bunlardan biri, en işleği ve en büyüğü ama başkent değil. İsviçre'nin başkenti Bern.   Yürüyüş rotamız Bahnhof Strasse adın

Mayıs-Haziran Zaptı, Ben Katip

Resim
Bahçemizin ortancası Çiçekli bir girişten sonra... Ayların günlerin işi akıp geçmek. Kendilerini tutamasak da zabıtlarını tutalım bakalım. Hafızaya değil kağıda kaleme güvenelim, sarılalım yine. Söz uçar, yazı belki kalır.  Öncelikle annemler gittikten bir hafta sonra 16 Mayısta Ramazan geldi. Böyle söyleyince Ramazan bir şahısmış gibi oldu ama somutlaşması da hiç fena değil. Nasıl geçirdik, hakkını verebildik mi? Yine her yıl olduğu gibi performansından memnun olmayan bir adet ben kaldı elimde. Hani daha çok teravih, kaza namazı? Hani daha çok Kuran? Hani itikaf? İnsan her ne kadar kendi kendime kalayım, sakin kalayım süper ibadet yaparım dese de bence yine en güzeli güzel insanlardan oluşan, sana Allah'ı hatırlatan ve yalnızca Allah adını anmak için bir araya gelmiş bir topluluk ile çalışmak böyle zamanlarda. Tabii ki yalnız kalıp derin dua etmeye de çok ihtiyaç var ama belli zamanlarda toplanmak, işte şöyle sohbetli aşklı bir mukabele, iyi insanlarla kılınmış iyi bi