Üçüncü Sezon Başlıyor: Dön Pervane Pervane/ Gel Pervane Pervane

Image result for rüzgar tribünü
4 Nisan itibariyle Hollanda'daki ikinci sezonumuzu bitirip yirmi günlüğüne İstanbul'umuzu ziyaret ettik. Günler dolu dizgin geçti. Ayşe Zülfa da ben de Hollanda'da bütün kış hasta olmayıp ananeleri babanneleri görünce hastalanıp yattık önlerine yine. Birazı koşturmaca birazı hastalık ile geçen bir yirmi gün oldu yani. İstanbul'da tam lale zamanı idi, lalelerin tadını burada değil orada çıkardık ve 24 Nisanda annemle babamı da yanımıza alarak Hollanda'ya geri döndük. 

Ayrılırken ağaçlarını tomurcuklu halde bıraktığımız küçük şehrimizi, döndüğümüzde zümrüt gibi yemyeşil bulduk. Nasıl taze, nasıl ferah bir yeşillik. Güneşin yakıcı sıcağını henüz görmemiş canlı bir ilkbahar yeşili. At kestaneleri kocaman kocaman; beyaz, açık pembe ve koyu pembe renklerde arz-ı endam ediyorlar. Köklü ve yaşlı ağaçlar oldukları belli. Salon camımızdan bize eşlik eden çınarlarımız da keza çoşmuş. İstanbul'umuz da mükemmel ama onun güzellikleri maalesef artık kolay ulaşılamaz hale geldi. Burada ise karşımızda güzelliğini her an görebileceğimiz, elimizi uzattığımız an dokunabileceğimiz bir şehir var. Camdan baktığımız, adımımızı dışarı attığımız an yeşil ve mavideyiz. Kısa da olsa bunu tecrübe edebildiğimiz için hamd-u senalar olsun. 

Evet ne diyorduk, 24 Nisanda annemlerle beraber döndük ve hızlı bir gezme dönemi başladı. On beş günde dört ülke dokuz şehir görebilme fırsatımız oldu. Zaten burada Hollanda, Almanya ve Belçika'nın kesişiminde oturuyoruz. Onları gördük, Almanya'ya teyzeme gitmişken bir de İsviçre'ye geçme şansımız oldu. Batı Avrupa'da ülke değiştirmek büyük bir mesele değil, Türkiye içinde şehir değiştirmek daha zor bazen. 

Annemlerle on beş günlük rotamızda Maastricht, Amsterdam ve Zaanse Schans, Valkenburg, Vaals, Brüksel, Aachen, Stuttgard, Villingen-Schvenningen ve Zürich vardı. Schvenningen'de teyzemde beş gün kaldık. O kısım da çok güzeldi. Onlar da sağolsunlar bizi çok harika ağırladılar. Çok keyifli ve mutlu günlerdi elhamdulillah. Ama tabii her güzel şeyin bir sonu var, annemleri 9 Mayısta İstanbul'a uğurladık ve biz de yavaş yavaş eski rutinimize dönmeye başladık. (A, bu arada, annemlerden sonra yine yerimizde duramayıp, biraz da mecburiyetten 11 Mayıs günü bir de Rotterdam yaptık.) Bahsettiğim bu yerlerden birazını ayrıca yazmayı planlıyorum. 

Şu girişteki pervaneler ne alaka peki? Annemlerle yaptığımız seyahatler boyunca yollarda pek çok rüzgar tribünü gördük. Ama bir-iki değil, resmen tribün tarlalarından geçtik. Özellikle Almanya taraflarında. Annem Ayşe Zülfa'ya bunları pervane diye tanıttı ve Zülfa'nın yeni aşkı pervaneler oldu. Sürekli onları soruyor "dönmane, dönmane" diye. Gece uykuya geçerken pervaneli masallar veya ninniler dinlemek istiyor. (Evet, pervaneli ninni besteledim.) Hepimizin bir döngü içinde olan hayatlarına bir gönderme olsun pervane. Esen rüzgarın hızına göre hızlanan ve yavaşlayan hayatlarımıza. Gerekirse rüzgar aramak için yön değiştirmeyi ve üretmeye devam etmeyi bilmeye. Amacı uğruna dönmeye dönmeye... 

Nasipse burada son dört ayımız kaldı. Şimdiden biraz buruğuz aslında. Rabbim burayı güzel anarak ve istifade etmiş olarak ayrılmayı nasip etsin. Yeni üç ay için bol bol okuyabilmeyi ve yazabilmeyi diliyorum. 

Şimdi önümüz Ramazan. Yeni bir dönem ve döngü başlıyor. Ramazan moduna girmek gerek. Sonra hep onda kalabilmek gerek. Bunun için çaba sarf etmek gerek. Rabbim hakkını vererek ve istifade ederek bayrama kavuşabilmeyi nasip etsin. 







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Almanya gezisi, Stuttgart ve Ludwisburg, 1.5.18

Waldorf Yöntemiyle Çocuğumu Büyütüyorum Kitabı Hakkında

Ayarlarla Oynamak, Oyuncak Müzesi-2