Derde Deva Kantaron
Son zamanlarda bloga yazmak için fikirler uçuşup duruyor kafamda. Bir konu seçiyorum ama sonra "Bu konu hakkında fikir beyan edecek kişi ben değilim" diyorum, başka bir konu belirliyorum, sonra kendime "Bu konu hakkında ahkam kesmek sana mı kaldı?" diyorum. Sonuç olarak sürekli kendime haddimi bildirip hiçbir şey yazamıyorum. Hadi o yumurta-tavuk ilişkisi misali büyük sorulardan biri gelsin: Bir şeyi anlatmak için o konuda yüzde yüz yetkin olmayı mı beklersiniz yoksa öğrenmekte iken de anlatabilir misiniz? Şahsen ikincisini tercih etmeye karar verdim. Aslında zaten benim için anlatmak her zaman anlamak ve öğrenmek için bir yol olmuştur. Lisede sınavlara bir önceki akşam çalışır, ertesi gün sınıfta arkadaşlara anlatırken iyice pekiştirir ve sınava öyle girer iyi de notlar alırdım. Öğrenme aşamasında anlatmanın çok hayrını gördüm yani. O yüzden bundan sonra öğrendiğim ve anlatmak istediğim şeyleri hafife almayıp, burada yazmayı geciktirmeyeceğim. Belk